Tutuklu, sözlük anlamıyla kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan kimsedir. Hükümlü ise, mahkeme kararı ile ceza hükmü verilmiş ve verilen ceza kararı kesinleşmiş kimseler için kullanılır. Bir de hükümözlü şeklinde kullanılan bir kavram olsa da bu halin tutukluluk durumundan farkı olmayıp, sadece tutukluluk halinin ilk derece mahkemesi sonrasında da devam ettiğinde kullanılmaktadır. Söz konusu kişiler ülkemizde Ceza İnfaz Kurumlarında tutulmaktadır.
Ceza İnfaz Kurumlarında bulunan tutuklu, hükümlü veyahut hükümözlü olan kişilerin anayasamız gereğince kullanabileceği haklar bulunmaktadır.
Ceza İnfaz Kurumlarında bulunan kişilerin talepleri toplum içesinde önemsiz veyahut “olmasa da olur” şeklinde görünebilmektedir. Fakat özgürlüğünü kaybetmiş bir kişi açısından dış dünya ile kurulan tek imkân olan ve haberleşme hürriyeti kapsamındaki mektup, telefon ve faks gibi haklar önem arz etmektedir. Yine kişinin ailesi ve yakınları ile “görüş günlerinde” kurduğu bağlantı aile birliğinin devamı açısından önemlidir. İnsanın insan olmasından kaynaklı gereklerinin yerine getirilmesi, duş almak, tuvalet ihtiyacının giderilmesi ve yeme-içme gibi temel ihtiyaçların sağlanması gerekmektedir. AİHM’e göre hükümlü ve tutuklu olanlar Sözleşme kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir (Hirst/Birleşik Krallık (No. 2), B. No:74025/01, 6/10/2005, § 69). Devam
Söz konusu davalar, Pomem, PMYO , PAEM gibi, polis ihtiyacının karşılanması amacıyla eğitim verilen kurumlarda eğitim alan öğrencilerin, gerek söz konusu okullara giriş, gerekse okul eğitim ve öğrenim sürecindeki yazılı sınav, sözlü sınav, eğitim sonu sınavı gibi sınavlarda tesis edilen işlemlere, karşı sıklıkla açılan davalardır.
Belirtilen konularda aday öğrencilerin sağlık şartları yönetmeliklerinde belirtilen hükümlere göre gerekli şartları taşıyıp taşımadıklarına ilişkin hususlar sıklıkla idari yargıda görülen davalara konu edilmektedir.
Söz konusu davalar, Pomem, PMYO , PAEM gibi, polis ihtiyacının karşılanması amacıyla eğitim verilen kurumlarda eğitim alan öğrencilerin, gerek söz konusu okullara giriş, gerekse okul eğitim ve öğrenim sürecindeki yazılı sınav, sözlü sınav, eğitim sonu sınavı gibi sınavlarda tesis edilen işlemlere, karşı sıklıkla açılan davalardır.
Belirtilen konularda aday öğrencilerin sağlık şartları yönetmeliklerinde belirtilen hükümlere göre gerekli şartları taşıyıp taşımadıklarına ilişkin hususlar sıklıkla idari yargıda görülen davalara konu edilmektedir.
GÖREVLİ YARGI MERCİİ NERESİDİR ?
Söz konusu davalarda; görevli yargı yeri idari yargıdır. Dolayısı ile haklarında dönem sonu sınavında başarısız sayılma, sağlık şartları yönetmeliğine istinaden ilişik kesilmesi, devamsızlık nedeni ile ilişik kesilmesi gibi herhangi bir idari işlem tesis edilen kişilerin idare mahkemelerinde dava açmaları gerekmektedir.
DAVA AÇMA SÜRESİ NE KADARDIR ?
Dava açma süresi, polis adayı hakkında tesis edilen işlemin tebliğinden itibaren 60 gündür. İlan edilen sınav sonuçlarına karşı, ilan tarihinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılabilir.
NE TÜR DAVALAR AÇILABİLİR ?
Söz konusu eğitim kurumlarında sıklıkla görülen dava konuları şöyledir :
Sağlık Şartları Yönetmeliğine Uygun bulunmayan adayların açtığı davalar,
Eğitim sonu sınavlarında başarısız sayılma işlemlerine karşı açılacak davalar ,
Yazılı sınavlarda başarısız sayılma işlemlerine karşı açılan davalar,
İlişik kesime işlemine karşı açılacak her türlü davalar
Disiplin işlemlerine karşı açılacak her türlü dava
YASAL MEVZUAT NEDİR ?
Söz konusu davalarda başlıca yasal mevzuat hükümleri şunlardır:
POLİS YÜKSEK ÖĞRETİM KANUNU,
EMNİYET TEŞKİLAT KANUNU
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KADROLARINA POLİS MEMURU VE KOMİSER YARDIMCISI RÜTBELERİNE ADAY MEMUR OLARAK ATANACAKLARA UYGULANACAK SINAV YÖNETMELİĞİ,
POLİS MESLEK EĞİTİM MERKEZLERİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ,
POLİS MESLEK EĞİTİM MERKEZLERİ GİRİŞ YÖNETMELİĞİ,
EMNİYET TEŞKİLATI SAĞLIK ŞARTLARI YÖNETMELİĞİ ve YÖNETMELİK EKİ,
POLİS MESLEK YÜKSEK OKULLARI GİRİŞ YÖNETMELİĞİ,
POLİS MESLEK YÜKSEK OKULLARI EĞİTİM-ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ,
POLİS AKADEMİSİ ÖĞRENCİ DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ
Söz konusu kanunlar ve yönetmelikler açılacak davalarda esas alınacak, başlıca temel mevzuat hükümleridir. Belirtilen yönetmelikler dışında polislik eğitim ve öğretimine dair esasları belirleyen yönetmelik hükmü de mevcuttur.
Eğitim süresince, okula giriş, eğitim süresince yapılacak yazılı ve sözlü sınavlarda esas alınacak hükümler, sağlık şartlarına ilişkin her türlü hüküm, disiplin hükümleri olmak üzere başlıca temel hukuki uyuşmazlıklarda belirtilen yönetmelik hükümlerine göre işlem tesis edilmektedir.
BİR KISIM DAVA SEBEPLERİNDEN ÖRNEKLER
Eğitim Sonu Sınavlarına İlişkin Davalar:
Eğitim sonu sınavları, POMEM, PMYO, PAEM gibi polis okullarında eğitimlerini tamamlayan öğrencilerin, eğitim sonu dönemlerinde genellikle sözlü sınav şeklinde yapılan sınavlardır. Öğrenci ve adayların atanabilmeleri için söz konusu sınavdan başarılı olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, diplomaları verilen adayların göreve atamaları yapılmamaktadır.
Sağlık Şartlarına İlişkin Davalar :
Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’ne istinaden polis adaylarının / öğrencilerinin, sağlık şartlarını düzenleyen yönetmelikte yer alan şartları taşıyıp taşımadıklarının değerlendirilmesi neticesinde, POMEM / PMYO öğrencisi / adayı olur yönünde sağlıklı olduklarına dair rapor almaları gerekmektedir. Aksi takdirde Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’ne istinaden, bu kişilerin okulları ile ilişikleri kesilecektir. İlişiği kesilen adaylar, ilişik kesme yazısının tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde idari yargı nezdinde söz konusu işleme karşı dava açabilecektir. Açılacak dava neticesinde, sağlık şartları yönünden, mevzuat hükümlerine göre POMEM / PMYO ya da PAEM öğrencisi olabileceği tespit edilen kişiler, yargı kararı ile eğitimlerine kaldıkları yerden devam edebilecektir.
Dava süresince kişilerin hakem hastaneye sevki sağlanarak, emniyet teşkilatı sağlık şartları yönetmeliğinin ilgili şartlarının sağlanıp sağlanmadığı, doktor heyeti raporu ile tespit olunmalıdır. Söz konusu hastaneler, idare mahkemeleri tarafından re’sen seçilmekte oluğ, hastaneden gelen raporlar ayrıntılı olarak tetkik edilmeli, usul ve yasaya aykırılıkların tespit olunması halinde mutlaka bu raporlara itiraz edilmelidir. Zira söz konusu sağlık raporları davanın esasını ve verilecek kararları doğrudan etkilemektedir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI SÜRECİ
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununu 27.maddesinde, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için 2 şartın birlikte gerçekleşmesi gereklidir. Bunlar;
“a) İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve
b) İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olmasıdır”
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulması kararı verebileceği kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen davalarda, davacıların mağduriyetlerinin önlenmesi adına, dava açılışında yürütmenin durdurulması talep edilmeli, belirtilen iki şartın, dava özelinde açıklanması gerekmektedir. Bu durumda, yürütmenin durdurulması kararı alınarak, ilgililerin dava süresince, zaman kaybetmelerinin önüne geçilebilecek ve mağduriyetleri bir nebze de olsa azalacaktır.
MAHKEME KARARLARININ İCRASI
Açılan davalar neticesinde, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi ya da dava sürecinde yürütmesinin durdurulmasına dair kararların icrası, kararın davalı kuruma tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Açık bir ifade ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi durumunda, bu karar, kararın tebliğinden itibaren 30 günlük yasal süre içerisinde uygulanmalıdır.
Ancak hemen bu noktada ifade etmek gerekir ki 30 günlük, asgari süre olup, idare tarafından kararın kendileri tebliğinden itibaren mümkün olan en kısa sürede kararların uygulanması gerekmektedir.
GENEL DEĞERLENDİRME
Polis okullarına ilişkin eğitim süreci hem fiziksel hem de psikolojik yönü ile hayli zorlu bir süreç olduğundan, alınan eğitimlerin heba olmaması adına, tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğunun, kapsamlı bir şekilde denetlenmesi gerekmektedir. Bu davalarda, genç yaşta; zorlu şartlar altında gerekli eğitimleri alan kişilerin emeklerinin heba olmaması ve hayallerinin yıkılmaması adına, her bir davacının özel durumu ortaya konularak, kişisel durumları, sağlık durumları, girilen sınavlara ilişkin her türlü husus ayrı ayrı irdelenmelidir.
Mobbingin (işyerinde psikolojik taciz) kelime anlamı, psikolojik şiddet,baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermektir.
Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak “Bezdiri” kelimesini belirlemiş ve bezdiriyi “İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır.
Sağlık Çalışanlarında Mobbing
Bazı meslek gruplarında “yıldırma” daha sık görülmektedir. Tayvan’da sağlık çalışanlarında yapılan bir çalışmada “yıldırma” yaygınlığı son bir yıl için %50.9 bulunmuş, sözel ve fiziksel şiddetten daha yüksek oranda görüldüğü belirtilmiştir. Bosna’da yine sağlık çalışanlarında yapılan bir çalışmada bireylerin %76 oranında “yıldırma” davranışlarına maruz kaldıkları bildirilirken, %26’sında bunun ısrarlı ve yineleyici olduğu saptanmıştır. Ayrıca bu durumun ruhsal bozukluk gelişimi ile ilişkili olduğu da belirtilmiştir. Yine ülkemizde hemşirelerde yapılan bir çalışmada son bir yıl içinde “yıldırma” davranışına maruz kalma oranı %86.5 olduğu belirtilmiştir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmiş bir disiplin cezası türü olan Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası bir daha Devlet Memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkartılmadır. (125. Madde)
Meslekten çıkarma cezası (657 Sayılı DMK) tüm devlet memurlarını ilgilendirir mi?
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu kural olarak tüm Devlet Memurlarına uygulanmakta birlikte; Emniyet, Diyanet ve Askeri Personellere kendi kanunlarındaki hükümler uygulanmaktadır.
Yine Sözleşmeli Personeller “memur” olarak nitelendirilmediği için Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına Daire Esaslar ve Sözleşmelerindeki hükümlere göre işlem görmektedir.