YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI NEDİR?

İdarî işlemler, idarî makamlar veya idare adına hareket edenlerce kamu gücü kullanılarak gerçekleştirilen, rızaları olsun veya olmasın kişilerin hukukî durumlarını etkileyen, kamusal nitelikli, tek yanlı irade açıklamalarıdır.

İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27.maddesinde yer alan yürütmenin durdurulması, açılan bir idari davanın neticelenmesine kadarki sürece değin mevcut idari işlemin bütün hukuki neticelerini askıda bırakan, söz konusu idari işlemin dava sonuna kadar ertelenmesidir.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARININ HUKUKİ NİTELİĞİ NEDİR?

Yürütmenin durdurulması kararı geçici, tedbir niteliğine sahip olması dışında sonuçları bakımından iptal kararı ile benzerlik gösterir.

Her ikisinin de etkisi geriye yürür, dava edilen işlemden önceki hukuki durumu işlem hiç yapılmamış gibi geri getirir.

Yürütmenin durdurulması kararı, usul hukuku açısından bir ara karar niteliğinde olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır. Genel kabul; esas karar öncesinde verilen bir karar olmakla birlikte teknik anlamda ara karar niteliği taşımaması görüşüdür.

Yürütmenin durdurulması davacıyı koruyan bir karar olmasının yanı sıra kamu yararını, kamu düzenini ve hatta hukuk düzenini de korur.

Dava Daireleri Kurulu 4.2.1966 gün ve E: 1965/473 sayılı kararında yürütmenin durdurulması kararının hukuki niteliğini belirtmiş bulunmaktadır. Bu kararda, ‘’… İdare hukuku ilkesine göre iptal kararları, iptali istenen idari tasarrufu ve ona bağlı işlemleri ittihaz edildiği tarihten itibaren ortadan kaldırarak o tasarrufun ittihazından önceki hukuki durumu ortaya koyar. Bir iptal davasında verilmiş bulunan yürütmenin durdurulması kararı da aynı niteliktedir. Yani henüz ortada bir iptal kararı bulunmadığı halde, iptali istenen idari tasarrufu ve onun sonucu olan işlemleri durdurur ve bu tasarruf ve işlemlerin ittihaz ve icrasından önceki hukuki durumun yürürlüğünü sağlar…’’

YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARININ ŞARTLARI NELERDİR?

Anayasa m.125/5 ve İYUK m.27/2 gereğince, Danıştay ve İdari Mahkemeler, davacının talebi üzerine idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin hukuka açıkça aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.

1. İlgili İşlem Hakkında İdari Yargı Yoluna Başvurulmuş Olması: Yürütmeyi durdurma, sadece idari yargıya başvurulan bir davada talep edilebilir. Başvuru, genellikle idari işlemin iptaline yönelik bir davanın açılmasıyla birlikte yapılır.

2. Davacının Hakkının Ağır Zarar Görmesi İhtimali: Yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için, idari işlemin uygulanması durumunda davacının ağır zarar görme ihtimali bulunmalıdır. Bu zarar, genellikle telafi edilemez nitelikte olmalıdır.

3. İdari İşlemin Hukuka Aykırılığına Yönelik Ciddi Şüphe: Yürütmeyi durdurma talebinin kabul edilebilmesi için, dava konusu idari işlemin hukuka aykırılığına dair ciddi şüphe bulunması gerekir. Bu, idari işlemin iptaline yönelik davanın sonucunun belirsiz olmadığını gösterir ve işlemin hukuka uygunluğuna dair belirgin bir ihlal şüphesi olmalıdır.

4. Hızlı Bir Şekilde İnceleme: Yürütmeyi durdurma kararı genellikle acele ve hızlı bir şekilde verilir. Mahkeme, yürütmeyi durdurma talebini genellikle kısa bir süre içinde değerlendirir ve karar verir. Bu süreç, başvurunun ne kadar acil olduğunu da göz önünde bulundurur. Yürütmenin durdurulması iptal davalarına özgüdür. Tam yargı davalarında olmaz. Ancak idari işlemlerin yürütülmesinin durdurulması kararı incelenebilir.

                                                                     İDARİ İŞLEMLERİN İPTALİ DAVASINDA "YÜRÜTMENİN DURDURULMASI" KARARI NEDİR?

TELAFİSİ GÜÇ veya İMKÂNSIZ ZARARLAR NEDİR?

Telafisi güç veya imkânsız zararlar, bir idari işlemin uygulanması halinde ortaya çıkacak zararın, sonradan düzeltilmesinin ya çok zor ya da imkânsız olacağı durumları ifade eder. Yani, idari işlemin uygulanması sonrasında meydana gelen zarar, hukuki ya da maddi anlamda geri alınamayacak derecede büyük ve kalıcı olabilir.

1- Maddi Zararlar: İdari işlem sonucunda oluşan maddi zararların geri alınması imkânsız ya da oldukça güçtür. Örneğin, bir işyerinin haksız yere kapatılması sonucu iş kaybı ve gelir kaybı, bir kişinin evinin yıkılması gibi zararlar, sonradan eski haline getirilmesi çok zor olan durumlar oluşturabilir.

2- Manevi Zararlar: Telafi edilmesi zor ya da imkânsız olan manevi zararlar, genellikle bireylerin onurlarına veya psikolojik sağlıklarına verilen zararlardır. Örneğin, bir kamu kurumunun haksız yere bir kişinin itibarını zedelemesi, bu kişinin toplumsal statüsünü ciddi şekilde sarsması gibi durumlar, manevi zararlar arasında yer alır.

3- Zararın Hızlı ve Geri Dönülmesi Güç Etkisi: Bazı zararlar, idari işlemin hemen etkisini gösterdiği ve telafi edilmesi için uzun zaman alacağı veya telafisi imkânsız hale gelebileceği için özellikle acele durumu yaratır. Örneğin, bir çevre kirliliği nedeniyle ekosistemin bozulması veya doğal alanların tahrip edilmesi gibi olaylar, telafisi çok zor zararlar doğurabilir.

4- Zararın Kalıcı ve Uzun Süreli Etkisi: İdari işlemin, örneğin bir kamulaştırma işlemine bağlı olarak, kişilerin yaşamını veya iş alanını kalıcı şekilde değiştirmesi. Bu tür zararlar, bir mahkeme kararının verilmesinin ardından, telafi edilemeyecek ölçüde kalıcı ve uzun vadeli olabilir.

YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERİLMEYECEK HÂLLER NELERDİR?

Anayasa m.125 gereğince; kanun, olağanüstü hâl, seferberlik, savaş hallerinde milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile ilgili idari işlemlerde yürütmeyi durdurma kararı verilmesini sınırlayabilir.

İdari Yargılama Usul Kanunu’nda mahkemenin yürütmenin durdurulması kararı verebilmesi için özel düzenleme getirmiştir. Bu özel düzenlemeye göre, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmayan hâllerde, bu konularda tesis edilmiş bir işlemin iptali istemiyle açılan davada savunma alınmadan yürütmenin durdurulmasına karar verilmez.

YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARININ UYGULANMASI

Mahkeme yürütmenin durdurulması talebine binaen dört farklı karar verebilir; yürütmeyi durdurma talebinin kabulü veya reddi, yürütmenin durdurulması talebinin savunmaya kadar kabulü veya savunmadan sonra incelenmesi.

Yürütmenin durdurulmasının mahkemece kabulü ve savunma alınana kadar kabul verilmesi durumlarında idare 30 gün içinde yürütmeyi durdurmalıdır.

Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar 15 gün içinde yazılır ve imzalanır. (İYUK m.27/9)

1- Savunma Alınmaksızın Yürütmenin Durdurulması

İdari işleme karşı dava açıldığında savunma alınmaksızın yürütmeyi durdurma kararı verebilmek 15-20 gün içinde geçici tedbir alınması gerektiğinde savunma alınmaksızın yürütmeyi durdurma kararı verilir.

Örnek Karar: ‘’Danıştay 8. Dairesi, 2021/5678 E.- 2021/7896 K. Mahkeme, başvurulanın inşaat ruhsatının iptal edilmesinin telafisi imkânsız zararlar doğuracağına kanaat getirmiş ve savunma alınmaksızın, yürütmenin durdurulması kararını vermiştir. Bu karar, başvurulanın uğrayacağı zararın büyüklüğü ve aciliyeti göz önünde bulundurularak verilmiştir.’’

2- Yürütmenin Durdurulmasının Davalı İdarenin Savunmasının Alınmasından Sonra Verilmesi Kararı

İdare Mahkemesinde en fazla görülen yürütmenin durdurulması karar şeklidir. Kararın verilmesinden sonra davalı idarenin 30 gün içinde bu kararı uygulaması gerekir.

Örnek Karar: ‘’Danıştay 10. Dairesi, 2022/1945 E.- 2022/2876 K. Başvurulan, belediyenin verdiği inşaat ruhsatının iptaline ilişkin işleminin yürütmesinin durdurulmasını talep etmiştir. Belediye, işlemin hukuka uygun olduğunu ve başvurulanın zararlarının telafi edilebileceğini savunmuştur. Mahkeme, davalı idarenin savunmasını aldıktan sonra, başvurulanın uğrayacağı zararın telafisi imkânsız olduğuna karar vererek, yürütmenin durdurulması talebini kabul etmiştir. Yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir.’’

3- Teminat Alınmaksızın Yürütmenin Durdurulması Kararı

İdari işleme karşı açılmış olan iptal davalarının konusunu mali işlem oluşturuyorsa yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için güvence kapsamında bir bedel alınması gerekir. Kanun koyucu hak kayıplarının önüne geçmek amacıyla teminat şart koşmuştur. (İYUK m.27/6)

Örnek Karar: ‘’Danıştay 8. Dairesi, 2021/2315 E. – 2021/4567 K. Başvurulan, belediyenin verdiği inşaat ruhsatının iptaline yönelik işlemin hukuka aykırı olduğunu ve bunun inşaatını durduracağı için telafisi imkânsız zararlara yol açacağını belirterek yürütmenin durdurulmasını talep etmiştir. Mahkeme, inşaat ruhsatının iptal edilmesinin başvurulana ciddi ve telafisi imkânsız zararlar doğuracağına karar vermiştir. Bu nedenle, teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir. Yürütmenin durdurulması talebi kabul edilmiştir.’’

4- Yürütmenin Durdurulması İsteminin Reddi

Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir. (İYUK m.27/3)

Örnek Karar: ‘’İstanbul 7. İdare Mahkemesi, 2018/2342 E.- 2018/2456 K. Davacı, belediyenin uyguladığı vergi cezasının yürütmesinin durdurulmasını istemiştir. Vergi cezasının haksız olduğu, işletmenin faaliyetlerini sürdüremeyeceği ve bu nedenle büyük zararlar oluşacağı iddia edilmiştir. Vergi cezasının yalnızca idari bir işlem olduğu, başvurulanın ticari faaliyetlerini sürdürebileceği gerekçesiyle yürütmeyi durdurma istemi reddedilmiştir. Mahkeme, vergi cezasının idari bir işlem olduğuna, başvurulanın faaliyetlerini sürdürebilmesi için gereken önlemleri alabileceğine karar vererek talebi reddetmiştir.’’

              Danıştay'dan TSK'da türbana vize

 

YÜRÜTMENIN DURDURULMASI KARARINA İTİRAZ YOLU VE SÜRELER

Yürütmeyi durdurma kararı, idari yargı mahkemeleri tarafından verilir ve bu kararın uygulanması, idari işlemin durdurulması için geçici bir önlem teşkil eder. Yürütmeyi durdurma kararına karşı tarafların itiraz hakkı bulunmaktadır. Yürütmeyi durdurma kararına itiraz, kararı veren idare mahkemesine yapılır. Yani, yürütmeyi durdurma kararına karşı, aynı mahkemenin bir üst hâkimi tarafından kararın yeniden gözden geçirilmesi talep edilir.

Yürütmeyi durdurma kararına itiraz için kanunda belirlenen süre 7 gündür. Bu süre, yürütmeyi durdurma kararının taraflara tebliğinden itibaren başlar.

İtiraz, aynı mahkeme tarafından incelenir. Mahkeme, itirazı kabul edebilir, reddedebilir veya kararın düzeltilmesini talep edebilir. Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.(İYUK m27/7-9-10)

  • Mahkemelerin İtirazı Değerlendirme Usulü

Mahkeme, itirazı değerlendirdikten sonra üç şekilde karar verebilir:

1. İtirazı Kabul Etme: Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararının hukuka aykırı olduğuna karar verirse, bu kararı kaldırabilir.

2. İtirazı Reddetme: Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararının yerinde olduğuna kanaat getirirse, itirazı reddeder.

3. Kararda Değişiklik Yapma: Mahkeme, bazı durumlarda yürütmeyi durdurma kararının kapsamını değiştirebilir.

  • Yürütmeyi Durdurmanın Kararının Üst Mahkeme Tarafından Gözden Geçirilmesi

Eğer itiraz mahkemesi de olumsuz bir karar verirse, bu durumda ilgili tarafın Danıştay’a başvurması mümkündür.

  • Yürütmeyi Durdurma Kararının Uygulama Süresi

Yürütmeyi durdurma kararı, kararın kesinleşmesine kadar geçerli olup, davanın sonucuna kadar devam eder. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararını iptal etse dahi, idari işlemin uygulanması için kesin bir karar verilene kadar mahkemelerin kararları geçerlidir.

  • İtirazın Etkisi

Yürütmeyi durdurma kararına itiraz, yürütmenin durdurulması kararını askıya almaz. İtiraz, sadece kararı veren mahkemenin tekrar inceleme yapmasına imkân verir. Yürütmeyi durdurma kararına karşı 7 gün içinde itiraz edilebilir ve itiraz, kararı veren idare mahkemesine yapılır. İtiraz sonucu mahkeme, kararını değiştirebilir ya da kabul edebilir. Yürütmeyi durdurma kararının etkisi, mahkemenin vereceği nihai karara kadar devam eder. Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARLARINDA GEREKÇE İLKESİ VE HUKUKİ İLKELER 

Yürütmenin durdurulması kararlarına karşı itiraz edilebilmesi ve haklı nedenlerin varlığı halinde yeniden talep edilebilmesi nedenleriyle kararların gerekçeli olması gerekir.

1- Gerekçe İlkesi: Mahkeme, yürütmenin durdurulması kararını verirken, başvurulan idari işlemin hukuka uygunluğuna, olgusal verilere ve telafisi imkânsız zararlara dair açık bir gerekçe sunmalıdır.

2-  Hukuki İlkeler:

Hukuk Devleti İlkesi: İdari işlemlerin hukuka uygun olması gerektiği

Eşitlik İlkesi: Benzer durumdaki kişilere eşit muamele yapılması gerektiği

Kamu Yararı İlkesi: Kamu yararının korunması gerektiği

Orantılılık İlkesi: İşlemlerin gerekliliği ve ölçülülüğü

Telafisi Zor Zarar İlkesi: Zararların telafi edilemez olması durumunda yürütmenin durdurulması gerektiği

Bu ilkeler doğrultusunda verilen kararlar, yürütmenin durdurulması başvurularının hukuki güvenliğini sağlar ve mahkemenin verdiği kararların şeffaf ve hukuka uygun olmasını temin eder.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARLARININ YERİNE GETİRİLMEMESİNDEN DOĞAN SORUMLULUKLAR NELERDİR?

Yürütmenin durdurulması kararlarının yerine getirilmemesi, idari yargı kararlarının uygulanmaması durumunda doğan hukuki, tazminat ve idari sorumlulukları ifade eder. Bu tür durumlar, devletin veya kamu kurumlarının hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı hareket etmeleri anlamına gelir ve ilgili kurumlar ve kişiler için hukuki ve idari sonuçlar doğurabilir.

1- Hukuki Sorumluluk: Yürütmenin durdurulması kararına uymayan yetkililer, hukuki sorumluluk taşır. Bu, idari işlemin durdurulmasına rağmen uygulanmaya devam edilmesi durumunda, kararın hükümsüz kılınması veya cezai yaptırımların uygulanması anlamına gelebilir.

2- Zarar Tazmini: Eğer yürütmenin durdurulması kararına aykırı davranılmasından dolayı kişi veya kurumlar zarar görürse, bu zararların tazmin edilmesi gerekebilir. Başka bir deyişle, yürütmenin durdurulması kararına uymayan idari merciler, haksız yere yapılan işlem nedeniyle kişilere tazminat ödemek zorunda kalabilir.

3- İdari Sorumluluk: İdari merciin, yürütmenin durdurulması kararına uymaması, idari disiplin cezası, görevden alma gibi idari sonuçlar doğurabilir. Bu tür durumlarda, ilgili kamu görevlileri sorumlu tutulabilir.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KURUMUNUN ÖNEMİ VE YARARLARI

Yürütmeyi durdurma kararları, idarenin üstün kamu gücüyle tesis ettiği işlemlerin icraîliğini, dava sonuna kadar askıya alan yargı işlemleridir. Yürütmeyi durdurma kararları sayesinde hukuka aykırılığı açıkça ortada olan idarî işlemin yürütülmesi askıya alınır. Yürütmenin durdurulması, idarenin yetkilerini kötüye kullanma ihtimali karşısında, en etkili ve en hızlı denetim aracı olarak karşımıza çıkar.

Yürütmenin durdurulması kararıyla; hukuka aykırı olmasından dolayı telafisi imkânsız durumların ortaya çıkmasına neden olacağı görülen bir işlemin, iptal kararına değin süreçte uygulanmaya devam etmesi engellenmekte aynı zamanda idare korunmakla, idarenin içinden çıkılmaz hâllere düşmesi, devletin büyük zararlara uğraması, ayrıca iptal kararı verilinceye kadar geçecek zaman diliminde (belki de yıllarca), haksız bir işlemi uygulamış idare olarak bilinmesi engellenmiş olmaktadır. Bu itibarla, yürütmenin durdurulması kararları idareye, işlemini yeniden gözden geçirme, gerekirse düzeltme imkânı tanımaktadır.

SEÇME KARARLAR

İdare Mahkemesi Kararları

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, 2021/1234 E.: Bir sağlık çalışanının haksız yere disiplin cezası alması üzerine açılan davada, mahkeme, cezanın mesleki kariyeri olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına hükmetmiştir.

Ankara 2. İdare Mahkemesi, 2019/7890 E.: Bir inşaat projesinin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporu olmadan başlatılması üzerine açılan davada, mahkeme, çevreye geri dönülmez zararlar verebileceği gerekçesiyle projenin yürütmesinin durdurulmasına hükmetmiştir.

Danıştay Kararları

Danıştay 8. Dairesi, 2018/2345 E.: Bir öğretmenin görevden alınması işlemi üzerine açılan davada, mahkeme, işlemin hukuka aykırı olduğu ve öğretmenin mesleki itibarının zedeleneceği gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

Danıştay 13. Dairesi, 2020/4567 E.: Bir kamu ihalesinin usulsüz yapıldığı iddiasıyla açılan davada, mahkeme, ihale sonucunda telafisi güç zararların doğabileceğini belirterek yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

Danıştay 6. Dairesi, 2022/3456 E.: Bir doğal sit alanında yapılaşmaya izin veren idari işlemin iptali için açılan davada, mahkeme, doğal dokunun zarar göreceği gerekçesiyle işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.

Danıştay 10. Dairesi, 2015/12345 E.: Bu davada, bir kamu görevlisinin atama işlemi iptal edilmiştir. Mahkeme, atama işleminin hukuka aykırı olduğunu ve uygulanmasının telafisi güç zararlara yol açacağını belirterek yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi Kararları

İzmir Belediyesinin İhale İşlemi ile İlgili Karar (2016) Esas No: 2016/111-Karar No: 2016/32 , İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bir ihale işleminin, rekabeti engellediği ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla yapılan başvuruya Anayasa Mahkemesi, İzmir Belediyesi’nin yaptığı ihale işlemini hukuka aykırı bulmuş ve bu tür işlemlerin Anayasaya aykırı olduğuna karar vermiştir. İhale işlemi, Anayasa Mahkemesi kararının ardından geçersiz sayıldı ve yürütmesi durduruldu. Belediye, mahkeme kararı doğrultusunda işlemi iptal etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne İlişkin Kapatılma Kararı (2002) Esas No: 2002/81- Karar No: 2002/4, Dönemin hükümeti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli idari işlemleri nedeniyle belediyeyi kapatma kararını almıştı. Bu kararın Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile başvurulmuştur. Anayasa Mahkemesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kapatılmasına ilişkin kararın Anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının ardından, belediyenin kapatılması işlemi geçersiz sayıldı ve idari işlemler uygulamaya girmedi. Bu karar dolaylı olarak yürütmenin durdurulmasına yol açmıştır.

Sosyal Güvenlik Kurumu’na Yönelik Karar (2017) Esas No: 2016/178-Karar No: 2017/38, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan bazı prim borcu tahsilâtı işlemlerinin, borçlulara ağır yaptırımlar getirdiği ve bu işlemlerin hukuka aykırı olduğuna dair başvurular yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi, SGK’nın uyguladığı prim borcu tahsilâtı prosedürlerinin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. Kararda, borçlulara uygulanan aşırı yaptırımların Anayasaya aykırı olduğuna ve bireysel özgürlükleri ihlal ettiğine hükmedilmiştir. Bu karar, SGK’nın uyguladığı borç tahsilâtı işlemlerinin geçersiz sayılmasına ve yürütmenin durdurulmasına yol açmıştır. İlgili idari işlemlerin uygulanmaması gerektiğine karar verilmiştir.

Köprü Geçiş Ücretleri ile İlgili Karar (2018) Esas No: 2017/162-Karar No: 2018/101, Boğaz köprüleri geçiş ücretleri ile ilgili yapılan zamların hukuka aykırı olduğu ve kamuoyuna yapılan duyuruların yetersiz olduğu iddiasıyla başvurulmuştur. Başvuru sahipleri, geçiş ücretlerinin artırılmasının Anayasaya aykırı olduğunu savunmuşlardır. Anayasa Mahkemesi, köprü geçiş ücretleriyle ilgili yapılan zamların Anayasaya aykırı olduğu ve toplumun genel çıkarına hizmet etmediği sonucuna varmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın ardından, ilgili zamların uygulanmaması gerektiğine karar verilmiş ve dolaylı olarak yürütmenin durdurulması sağlanmıştır. Bu karar sonrasında, köprü geçiş ücretlerine yapılan zammın uygulanması durdurulmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Don`t copy text!