CEZA MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN YENİLENMESİ NEDİR?
Kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı tanınan başvuru yollarına “olağanüstü kanun yolları” denilmektedir. Yargılamanın yenilenmesi, sınırlı hâllerde kabul edilen, kesinleşen son kararlara karşı; ceza yargılamasında, kesin hükümde yer alan adli hatanın düzeltilmesine ve sanık hakkında aynı fiil nedeniyle tekrar muhakeme yapılmasına imkân tanınması için başvurulan olağanüstü kanun yoludur. 5271 sayılı CMK’nın 311 ile 323. maddelerinde düzenlenmiştir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, istinaf ve temyiz yoluna kesinleşmemiş hükümler aleyhine başvurulabilirken, olağanüstü kanun yollarından olan yargılamanın yenilenmesine kesinleşmiş hükümlere karşı başvurulabilmektedir.
Yargılamanın yenilenmesi yoluna mutlaka kesinleşmiş kararlar aleyhine başvurulabilir. Karar kanun yoluna başvuru sonucu kesinleşmiş olabileceği gibi süresinde kanun yoluna başvurulmamış olmasından dolayı da kesinleşmiş olabilir.
Üstelik bu kesinleşme maddi anlamda kesinleşme olmalıdır. Yargılamanın iadesi yoluna maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlar aleyhine başvurulabilir. Şekli anlamda kesinleşme yeterli değildir.
HANGİ MAHKEMEYE BAŞVURULMALI?
Yargılamanın yenilenmesi istemi, ilk hükmü veren mahkemeye sunulur. Yargılamanın yenilenmesinin mutlaka istek üzerine yapılması gerekmektedir, mahkeme re’sen yargılamanın yenilenmesi yoluna gidemez. Yargılamanın yenilenmesine kişiler doğrudan başvurabilir.
YARGILAMANIN YENİLENMESİ KANUN YOLUNA KİMLER BAŞVURABİLİR?
Kanun yollarına başvurma hakkındaki genel hükümler, yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında da uygulanır (CMK m.317/1).
Kanun yollarına başvuru hakkını düzenleyen CMK m.260 vd. maddeleri sanık veya hükümlünün hayatta olması halinde yargılamanın yenilenmesine başvurabilecek kişiler bakımından uygulanabilir.
Hükmün infaz edilmiş olması veya hükümlünün ölümü, yargılamanın yenilenmesi istemine engel olmaz (m. 313/1). Ölenin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilirler (m.313/2). Cumhuriyet savcısı hükümlünün hem lehine hem de aleyhine yargılamanın yenilenmesini talep edebilir (CMK m.260). Müdafii de hükümlünün lehine yargılamanın yenilenmesini isteyebilir.
Adalet Bakanının yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunması istisnai bir haldir. Bakan sadece yargılamanın lehe yenilenmesini isteyebilir (CMK m.313/3).
BAŞVURU SÜRESİ NEDİR?
Herhangi bir süreyle sınırlandırılmamıştır. (1 CD 13.01.2010- 10007/49)
ZAMANAŞIMINA TÂBİ MİDİR?
Doktrinde görüş farklılıkları mevcuttur. Yargıtay, lehe yargılamanın yenilenmesinde zamaşımının söz konusu olmayacağını mantıki bir sonuç olarak kabul eder (CGK 12.2.1952-4/16).
YARGILAMANIN YENİLENMESİ SEBEPLERİ VE EMSAL KARARLAR
Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri
Madde 311 – (1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
Belgenin sahteciliğinin anlaşılması yeterli görülmekte, bu belgeyi düzenleyen ya da kullanan kişinin ayrıca mahkûm olması gibi bir şart aranmamaktadır.
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
Burada önemli olan gerçeğe aykırı tanıklık yapılmış ve bunun hükmü etkilemiş olmasıdır. Yani tanığın susması ya da tanıklıktan çekinmesi halinde yargılamanın yenilenmesi sebebi teşkil olmayacaktır.
Tanığın yeminli yalan beyanı veya bilirkişinin gerçek dışı kanaat raporunun sanık aleyhine olarak hükmü etkilemiş olması şarttır. Kasten olmalıdır.
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
Örneğin, hâkim yasanın yasakladığı davaya bakmakla ve hükme bağlamakla kusurlu davranmış olabilir. Bu davranışı görevi kötüye kullanmak (hile, iltimas, kin, taraf tutmak) derecesinde olup bir suç oluşturuyorsa ve bu durumda kovuşturma açılması ya da bir ceza hükmüyle sabit ise bu durumda yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
Görevsiz bir mahkemenin davaya bakıp hüküm vermiş olması yargılamanın yenilenmesi nedeni sayılmaz. Çünkü olağan kanun yolu bu durum için işenebilir.
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
Uygulama Örnekleri
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
Sunulan yeni delillerin esasa etkili olacak boyut ve nitelikte bulunması zorunludur.
Süreklilik gösteren Yargıtay kararlarında ifade edilen ortak görüşe göre; öğreti ve uygulamada kabul olunduğu üzere, yeni vakıa ve deliller evvelce yargıya sunulmamış, onun bilgisi dışında kalmış olan delildir” (CMK 27.5.1985-1/72-306). Bu konuda ölçütün şu şekilde saptanması gerektiği CGK 1.10.1990-190/212 s. kararında ifade olunmuştur: “Yerel mahkeme yargılamanın yenilenmesi davası sırasında, sanığın ileri sürdüğü hususlarda gösterdiği tanıkları dinlemiş, bu tanıkların tümü de sanığın ileri sürdüğü hususları doğrular nitelikte anlatımda bulunmuşlardır. O halde sanığın dilekçesinde ileri sürdüğü hususların doğruluğu kanıtlandığına göre, bu hususların yargılamanın yenilenmesi davasına konu, yargı kararının verildiği tarihte, yargılama heyetinin bilmediği delil veya olay diye tanımlayabileceğimiz yeni delil veya yeni olay olup olmadığına bakılmalı, bu soruya bulunacak cevap olumlu olduğu takdirde, hükümlünün beraatına veya daha hafif bir cezayı içeren yasa hükmünün uygulanmasını gerektirip gerektirmediğini saptamak gerekecektir. Gerçekten de yargılamanın yenilenmesi davası sırasında, sanık tarafından gösterilen tanıkların dinlenmesi sonucunda ortaya çıkan bu yeni durum, önceki yargı kararının veril- diği tarihte yargılama heyeti tarafından bilinmemekte ve bu husus değerlendirme dışı tutularak mahkumiyet hükmü kurulmuş bulunmaktadır. Halbuki şimdiki aşamada ortaya çıkan bu yeni durum, eski kanıtlarla birlikte değerlendirildiğinde hükümlünün beraatını gerektirir niteliktedir.”
Yeni olay veya yeni delilin bulunması
Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 11.03.2014 Tarihli, 2012/3-909 E., 2014/121 K.
“yeni delil” kavramı
Yargılamanın yenilenmesi talebine konu olan delil veya olayların “yeni” sayılabilmesi için, bunların hükmü veren mahkemeye bildirilmemiş olması yeterlidir; hükümlünün bunları bilip bilmemesi önemli değildir. Delilin veya olayın yeniliği, kesin hükümden sonra ortaya çıkmasından değil, kesin hüküm verilirken değerlendirilip değerlendirilmediğinden anlaşılır. Kesin hükümden önce var olan ancak mahkemeye sunulmayan veya mahkeme tarafından değerlendirilmeyen olaylar ve deliller de “yeni” sayılır. Yani, yargılamada dikkate alınmamış her türlü olay ve delil “yeni delil” niteliğindedir.
f) Cezanın AİHS ve Eki Protokollerin İhlali Suretiyle Verildiğinin Tespit Edilmiş Olması
Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuya ilişkin karar vermesi
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Karar Tarihi: 2017/4202 K. Dosya No: 2015/1217 E.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.09.2013 tarihli ve 2013/422 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03.12.2013 tarihli ve 2013/495 değişik iş sayılı kararı ile sanıklar vekilinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-f maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebi reddedilmiştir. Sanıklar vekili, yargılamanın yenilenmesi talebini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) sanıkların yargılanmalarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık tespit ettiği kararına dayandırmıştır.
Yargıtay Ceza Dairesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 16.07.2009 tarihli ve 6094/03 başvuru numaralı kararını dikkate alarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-f maddesinde belirtilen yargılamanın yenilenmesi koşulunun yerine getirildiğini belirlemiştir. Bu maddede, ceza hükmünün, İnsan Hakları Sözleşmesi veya eki protokollerinin ihlâli nedeniyle verildiği ve bu ihlâlin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tespit edildiği durumlarda, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebileceği ifade edilmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yapılan tespitte, sanıkların yargılanması sırasında İnsan Hakları Sözleşmesi ihlali belirlenmiş olup, sanıklar vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebi de bu kararın sonuçlarına dayanmaktadır.
Yargıtay, söz konusu durumun 5271 sayılı Kanun’un 311/1-f maddesi kapsamına girdiği ve bu sebeple yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. Mahkemenin bu itirazı reddetmesi üzerine, itirazın kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
(2) Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.
- AİHM’nin vermiş olduğu ihlal kararlarına karşı yargılamanın iadesi yoluna gidilebilir. Anayasa mahkemesinin yeniden yargılamaya karar verdiği hallerde, yargılamanın iadesi olduğundan müracaat edilebilir.
SANIK VEYA HÜKÜMLÜNÜN ALEYHİNE YARGILAMANIN YENİLENMESİ NEDENLERİ
CMK m.314/1
a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise.
c) Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa.
NASIL BAŞVURU YAPILIR VE İNCELEME AŞAMASI NEDİR?
Temelde 3 aşamalıdır.
- Kabule şayan olup olmadığının mahkemesince evrak üzerinden incelenmesi
- Kabule şayan görüldüğünde ilk soruşturma niteliğinde kanıtların toplanması
- Toplanan kanıtlar, yargılamanın yenilenmesini gerektirir ciddiyette bulunursa duruşmanın açılmasıdır (6 CD 07.06.1996-6441/6582; 1 CD 10.10.1994-3258/3185).
Mahkeme ön inceleme yapar
- Talebin süresinde yapılıp yapılmadığına • Hükmün kesinleşip kesinleşmediğine
- İleri sürülen sebebin, kanundaki sebeplerden biri olup olmadığına re’sen bakar.
➜ Bu sebeplerden biri yoksa, esasa girmeden talep reddedilir.
- Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir (CMK m.318/3). Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir. (CMK m.321/1)
- CMK m.315/1 Kanunun aynı maddesinde yer almış sınır içinde olmak üzere cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesi kabul edilemez. Hatanın giderilebilmesini sağlayacak başka bir yol varsa, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez.
➜ Ön incelemeden geçerse, sebepler incelenmeye başlanır. Sebepler mevcutsa, yeniden yargılama yapılır.
➜ Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme,
- Mahkeme ya önceki hükmü onaylar ya da hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir (CMK m.323/1). ٭ Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez. (CMK m.323/2)
٭Yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddî ve manevî zararlar bu Kanunun 141 ilâ 144. maddeleri hükümlerine göre tazmin edilir. (CMK m.323/3)
٭Hükümlü ölmüşse mahkeme yeniden duruşma yapmaksızın gerekli delilleri topladıktan sonra hükümlünün beraatine veya yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verir. Diğer hâllerde de mahkeme, bu hususta yeterli delil varsa Cumhuriyet savcısının uygun görüşünü aldıktan sonra duruşma yapmaksızın hükümlünün derhâl beraatine karar verir. Mahkeme beraat kararı ile beraber önceki hükmün ortadan kaldırılmasını da karar altına alır (CMK m.322).
➜ Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez.
- Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir (CMK m.312).
Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Reddi Halinde İtiraz Mümkün mü?
- Yargılamanın iadesi sonucunda verilen karara karşı da her zaman kanun yoluna gitmek mümkündür. Yapılacak itiraz iki hafta içinde bildirilmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.
KANUN YARARINA BOZMA ILE YARGILAMANIN YENILENMESI YASA YOLUNUN FARKLILIĞI
➜ Kanun yararına bozma yazımız için http://kanun yararına bozma yıldız hukuk
“CMK da olağanüstü yasa yollarının yer aldığı m. 309 ve 310 da kanun yararına bozma düzenlenmiş olup, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm veya kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi için kural olarak Adalet Bakanı, istisna olarak Yargıtay C. Başsavcısı tarafından başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu yasa yolunda önemli olan husus, gerek maddi hukuka ve gerekse usul hukukuna ilişkin aykırılıkların ka- rar veya hükümlerin verildiği anda mevcut olmasıdır. Hükümden sonra ortaya çıkan veya hüküm verilinceye kadar mahkemenin bilgisine sunulmayıp, sonradan bildirilen neden- lere dayanılarak, yasa yararına bozma istenemez. Bu gibi durumda sonradan ortaya çıkan -yeni olaylara dayanılarak CMK mç. 311/1-e uyarınca “yargılamanın yenilenmesi” yasa yoluna başvurmak olanağı bulunmaktadır.” Yargıtay 11.11.2005-9295/10869
DİĞER EMSAL KARARLAR
Başvuru Sürecini Anlatan Emsal Kararlar
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2012/26166 E., 2015/45514 K.
‘’…Görüldüğü gibi, yargılamanın yenilenmesi talebi, ilgili mercie yapıldığında, yargılamanın yenilenmesi talebini alan merci öncelikle inceler, kabule değer olup olmadığını duruşmasız olarak değerlendirir (CMK 318. md). Talep kabule değer görülmezse veya talebe dayanak deliller sunulmamışsa, talep CMK 319. md’ye göre ret olunur. Kabule değer bulunursa, taraflara 7 gün içerisinde bildirimde bulunmak üzere ihtarda bulunulur (CMK 318.md). Yargılamanın yenilenmesi talebi yerinde görülürse, delil toplanması naip veya istinabe ile olabileceği gibi mahkeme kendisi de bunu toplayabilir (CMK 320/1.md) .
Daha sonra son soruşturmanın yenilenmesi aşamasına geçilir. Duruşma açılır, duruşmadan bütün taraflara haber verilir. Bu aşamada tarafların ileri sürdüğü delillerle yetinilmez, soruşturma usulleri burada resen uygulanır (CMK 320/2.md). Genel duruşma esaslarına göre yargılama faaliyeti yerine getirilir. Amaç önceki aykırılıkları gidermektir. Bu aşamadan sonra yeni deliller eski delillerle değerlendirildiğinde, etkin mi, yani yeni olgu yeni delil mi, veyahutda yeminli tanık veya bilirkişinin beyan ve oylarında bir değişiklik var mı diye bakılır. Bundan sonra mahkeme ya eski hükmü onaylayacak ya da eski hükmü kaldırıp yeni bir hüküm tesis edebileceği gibi beraat kararı da verebilecektir. Görüldüğü gibi yargılanmanın yenilenmesi, istisnai bir yargılama faaliyetine sahip olan bir usul içermektedir.’’
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/14709 E., 2021/15052 K.
‘’…Yargılamanın yenilenmesi istemi, ilk hükmü veren mahkemeye sunulur (CMK’nın 318/1. maddesi). Bu mahkeme, öncelikle istemin kabul edilebilir olup olmadığını inceleyerek bir karar verir. Bu inceleme dosya üzerinden yapılır. 5271 sayılı CMK’nın 23/3. maddesine göre yargılamanın yenilenmesi halinde, yargılamada görevli hâkim, aynı işte görev alamaz. Bu halde hâkim, uyuşmazlık hakkında daha önceden görüşünü bildirmiştir. Yargılama süresince görüşünü bildirmiş olan bir hâkimin, yargılamanın yenilenmesi aşamasında görev yapması, hâkimin tarafsızlığı ilkesi ile bağdaşmaz. Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilir olup olmadığına ilişkin kararın, aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren hâkim dışındaki hâkim tarafından verilmesi gerekir.’’
Cumhuriyet Savcısının Uygun Görüşü Alınmaksızın Duruşmasız Karar Verilerek Suç Vasfında Değişiklik Yapılamaz (CMK m.322)
Ceza Dairesi 2021/3184 E. , 2022/1283 K. ‘’Yargılamanın yenilenmesi sonunda İlk Derece Mahkemesince duruşmasız olarak verilen mahkumiyet hükmü süresinde sanık müdafiince temyiz edilmiş olmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Maddi hataların düzeltilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olarak kabul edilen yargılamanın yenilenmesi ile, kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir davanın CMK’nın 311 ve 314. maddelerinde öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde tekrar görülmesi sağlanmaktadır. Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi (CMK madde 311/1-f) de hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri arasında yer almaktadır.
Somut olay değerlendirildiğinde: silahlı terör örgütünün emir ve kumandaya haiz üyesi olma suçundan hükümlü … hakkında CMK’nın 311/1-f maddesi kapsamında yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule şayan olduğuna karar verildiğinin anlaşılması karşısında, anılan yasanın 322/2.maddesi gereğince Cumhuriyet savcısının uygun görüşü alındıktan sonra hükümlünün derhâl beraati dışında bir karar verilemeyeceği düşünülmeden, duruşmasız karar verilmesine ilişkin Cumhuriyet savcısının uygun görüşü de bulunmadığı halde suç vasfında değişiklik yapılarak resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyeti cihetine gidilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu sebepten dolayı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/2. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’’
Yargılamanın Yenilenmesi Halinde Önceki Yargılamada Görev Yapan Hâkim Aynı İşte Görev Alamaz (CMK m.23/3)
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2023/13431 E., 2024/24250 K. ‘’A. Sanık hakkında, 31.07.2019 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli ve 2019/388 Esas, 2020/111 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 188/3, 188/4-a, 62/1 ve 52. nci maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05.06.2020 tarihli ve 2020/515 Esas, 2020/481 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, sanığın temyizi üzerine, Dairemizin 07.12.2021 tarihli ve 202074482 Esas, 2021/13158 Karar sayılı kararı ile, temyiz isteminin esastan reddine karar verilerek hüküm kesinleşmiştir.
B. Sanık 03.01.2022 tarihinde mahkemeye dilekçe vererek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuş, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2019/388 Esas, 2020/111 Karar sayılı ek kararı ile “yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” karar verilmiştir. 5271 sayılı CMK’nın 318/1. maddesinde “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” ve aynı Kanun’un 23/3. maddesinde “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” hükümleri öngörülmüş; böylece aynı olay hakkında daha önce görüşünü belirtmiş olan hakimin, daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek hakimin tarafsızlığı sağlanmıştır. Kanun koyucunun amacı ile adil yargılanma ilkesi gereğince bu hükmün geniş yorumlanması ve yargılama yapan mahkemede yer alan hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi kararına da katılamayacağının kabul edilmesi gerekir. Mevcut düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin, yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerekir.’’
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/15652 E. , 2015/270 K. ‘’5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin, yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda ilk yargılamada görev alan hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebi konusunda görev alamayacağı gözetilmeden yargılamanın yenilenmesi talebi konusunda aynı mahkemenin ek kararı ile yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddedilerek kesin olarak karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca,
5271 sayılı CMK’nun 23. maddesinin (3) numaralı fıkrası ile ilgili olarak, Komisyon gerekçesinde de; “Tasarının 24 üncü maddesine, yargılamanın yenilenmesi talebi halinde de, önceki yargılamada görev yapan hakimin aynı işte görev alamayacağı şeklinde üçüncü fıkra eklenmiştir. Böylece, aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hâkimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek, hakim tarafsızlığı bu yönüyle de sağlanmak istenmiş ve 23 üncü madde olarak kabul edilmiştir ” biçimindeki gerekçe mevcuttur.Anılan Yasa hükümleri ile önceki yargılamada görev yapan hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebi gelmesi halinde artık bu davaya bakamayacağı öngörülerek, bu suretle hakimin tarafsızlığının sağlanması amaçlanmıştır.
Somut olayda;… Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2011 gün ve 2007/373 Esas, 2011/370 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine önceki yargılamada görev yapan (35971) ve (40195) sicil sayılı mahkeme başkan ve hakiminin, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aynı Mahkemenin 21.11.2013 gün ve aynı sayılı ek kararına 5271 sayılı CMK’nun 23. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırı olarak iştirak ettikleri anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde bulunduğundan,… Ağır Ceza Mahkemesinin 21.11.2013 gün ve 2007/373 Esas, 2011/370 sayılı ek kararının CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, gereğinin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.’’
Yargılamanın yenilenmesi-sanığın suçu kendisinin işlediği yönünde itirafı-kanun yararına bozma
“Mezkur ihbarnamede; YCGK’nin 11.3.2014-3/909-121 s. kararında, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için-yeni- olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi nedeniyle hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın -yeni- olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da -yeni-sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilmeyen her türlü olgu ve delil de-yeni- sayılmaktadır. Şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
Kesinleşmiş bir hükümle sonuçlanan davanın hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebilmesi için 5271 s. CMK 311. maddesi uyarınca;
Somut olayda; soruşturma ve kovuşturma aşamasında…TC. numarası ile ifadesine başvurulan gerçek sanığın adli sie kaydında atılı suçtan hükümlü görünen ile aralarında 2004 yılından beri husumet bulunan ve suç tarihi itibariyle asker kaçağı olması sebebiyle abisine ait kimlik bilgilerini kullanarak ve üzerine kendisine ait fotoğraf yapıştırmak suretiyle sahte nüfus cüzdanı tanzim eden olduğu, ..’un ise kendi kimlik bilgilerini kullanan gerçek hükümlünün hükme esas eylemi gerçekleştirdiğini adli sicil kaydı aldığı sırada öğrendiği, gerçek anık olanın suçu kendisinin işlediğini abisine itiraf ettiğine ve yargılamanın yenilenmesi aşamasında bu yöndeki beyanını mahkemeye sunacağına dair hususların itiraz mercine hükümlü müdafii tarafından 13.9.2017 tarihli itiraz dilekçesi ile sunulduğu, yargı- lamanın yenilenmesi talebine dayanak yapılan iddianın sanığın kimlik bilgilerine münhasır olduğu ve bu durumun yargılama aşamasına dair olduğu cihetle CMK 311. maddesi kapsa- mında yapılacak yeni değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak bu delilin sanık lehine kabule değer olabileceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve CMK 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu KYB’ye atfen ihbar olunmuş bulunmakla gereği düşünüldü:
Karar ve sonuç: Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 6.12.2017- 65/D. İş sayılı kararının CMK 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına karar verildi.” 7. CD. 2.7.2018-3873/7607
Hükmün kesinleşmesinden sonra müştekinin sanık lehine beyanda bulunması
“Mezkur ihbarnamede; dosya kapsamına göre, ad geçen sanığın müştekinin eşinin akrabası olduğu ve zaman içinde gelip gittiği, müştekinin evinde bulunan bilgisayarı ve kurusıkı tabancayı izinsiz alıp götürdüğü gerekçesi ile hırsızlık suçundan mahkumiyeti- ne karar verildiği anlaşılmakla, sanığın mahkeme huzurundaki savunmasında, müşteki ve eşinin bilgisayarı kendisine tamir edilmesi için verdiklerini, tabancanın ise bilgisayar çantası içinde unutulmuş olduğunu beyan ettiği, ancak mahkemece bu savunmaya itibar edilmeyerek mahkumiyet hükmü kurulduğu ve kararın Yargıtay’ca onandığı, daha sonra hükmün infazına başlandıktan sonra müştekinin sanığın savunmasını doğrular nitelikte 9.1.2015 tarihli bir dilekçe verdiği eşinin bilgisayarı kendisinden habersiz sanığa tamir için vermesine kızarak polise hırsızlık ihbanı yaptığını, sanığın hırsızlık yapmadı- ğını, bilgisayarı sanığa eşinin teslim ettiğini beyan ettiği ve sanığın da bu beyana daya- narak yargılamanın yenilenmesi talep ettiği anlaşıldığından, müştekinin yeni beyanları doğrultusunda 5271 s. CMK 311. maddesi kapsamında yapılacak yeni değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak delillerin sanık lehine kabule değer olabileceği gözetilerek, itirazın kabulü yerine, yazili şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu olayda;
Karar ve sonuç: Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C.Başsavcılığının ilibar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden istemin kabulü ile Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi 13.2.2015-90 değişik iş s. kararın 5271s.CMK 309. maddesi uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 4/a fikra ve bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına iadesine.” 13. CD., 24.11.2015-14588/18472
Sonradan ortaya çıkan yeni olaylara dayanılarak yargılamanın yenilenmesi istenebileceği
Karar: CMK 309, 310. maddelerde düzenlenen kanun yararına bozma; istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm ve kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi için kural olarak Adalet Bakanı, istisna olarak da Yargıtay C. Başsavcısı tarafından başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu yasa yolunda önemli olan husus, gerek maddi hukuka ve gerekse usul hukukuna ilişkin aykırılıkların karar veya hükümlerin verildiği anda mevcut olmasıdır. Hükümden sonra ortaya çıkan veya hüküm verilinceye kadar mahkemenin bilgisine sunulmayıp, sonradan bildirilen nedenlere dayanılarak yasa yararına bozma istenemez. Bu gibi durumlarda, sonradan ortaya çıkan “yeni olaylara” dayanılarak CMK m. 311/1-e uyarınca “yargılamanın yenilenmesi” yasa yoluna başvurmak olanağı bulunmaktadır.
İncelenen dava dosyasında; sanık hakkında aynı suçtan dolayı İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesine mükerrer dava açıldığı, davanın mahkumiyet hükmü ile sonuçlanıp kesinleşen ilamın tamamen infaz edildiği olgusu, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında tespit edildiğinden, yargılama sona erdikten sonra ortaya çıkan ve mahkemesince bilinmeyen bu hususun ilk kez yazılı emir yoluyla incelenmesi olanaksız olup, sonradan ortaya çıkan delillerin değerlendirilmesi için başvurulacak yasal yollar tükenmediğinden, yasa yararına bozma koşulları oluşmamıştır. Kanun yararına bozma isteminin reddine” 11. CD., 11.11.2005-9295/10359
Farklı görüş içeren bilirkişi raporuna dayanarak yargılamanın yenilenmesi– kesin hükümden dönülmesi
YCGK 11.3.2014-3/909-121 s. kararında da belirtildiği üzere, hükmün kesinleşmesinden sonra yargılamanın yenilenmesine dayanak olarak ileri sürülen bilirkişi raporu, mahkemenin yargılama sırasında temas ettiği, bilgi sahibi olduğu, incelendiği ve değerlendirmeye tabi tuttuğu bir konuya ilişkin olduğu takdirde sonuca etki yeni bir delil niteliğinde olmayacaktır. ATK Fizik İhtisas Dairesinin hükme esas alınan raporunun sahteliğinin de ileri sürülmemesi karşısında, anılan CGK kararında da değinildiği üzere, kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulmuş olması halinde, duruşmalı incelemeye yönelmek gerektiği de dikkate alınarak, CMK 314. maddesinde sayılan yargılamanın yenilenmesi koşullarının hiçbiri oluşmadığından, yerel mahkemece, CMK 318. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olmadığına karar verilmesi gerekirken, istem kabule değer bulunup, duruşma açılmış olması karşısında, bu aşamada, CMK 323/1. maddesi uyarınca önceki hükmün onaylanması gerektiği halde, daha önce üzerinde değerlendirme yapılan parmak izi kanıtı hakkındaki farklı bir raporun hükme esas alınması suretiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi. 2. CD., 23.6.2014-27509/17702
Yararlanılan Kaynaklar: Günay, Erhan (2025), ‘’Yargılamanın Yenilenmesi (Ceza ve Medeni Usul), Olağanüstü Kanun Yolları, (5.baskı), Seçkin Yayınevi, Ankara