HÜKMÜN TASHİHİ, TAVZİHİ VE TAMAMLANMASI

HÜKMÜN TASHİHİ

Tashih, sözcük anlamı olarak ‘düzelti’ manasını taşımaktadır. Hükmün tashihi HMK, M.304’te düzenlenmiştir. Şöyle ki;

HMK, MADDE 304
(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme
yapılarak karar verilebilir.
(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.

Bu maddeye göre hükümde yazı ve hesap hataları gibi benzeri açık hataların bulunması halinde, taraflardan biri vereceği dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilirken kararı veren mahkeme de kendiliğinden tashih yoluna başvurabilir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki Mahkeme tashih usulü ile yalnızca belirtilen açık hataları düzeltmekle sınırlı kalmak zorundadır, hükümde herhangi bir değişikliğe gidemez.

Bir diğer nokta ise, Kanun maddesinden anlaşılacağı üzere tashih, hükümdeki maddi ve açık hataların düzeltilmesi yoludur. Hükümden önce yapılan hatalar bu kapsamda değil HMK, M.183’ te belirtilen ‘maddi hataların düzeltilmesi’ kapsamında değerlendirilecektir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2017/4512 E. , 2017/6193 K.

Hükmün icra takibine konu edilemesi üzerine davalı tasfiye memurunun tashih talebi mahkemece kabul edilerek, hüküm bölümünün 5. ve 6. bendindeki “…davalı Hulisi’den alınarak davacıya verilmesine” kısmının “davalı … … Turizm Sanayi Ticaret Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine” şeklinde tashihine karar verilmiştir. Tashih kararını davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, şirket ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce onanmış, davalı tasfiye memuru tarafından hükmün tashihi talebinde bulunulmuştur.
HMK 304. maddesine göre, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Davalının tashih talebi hükümde belirtilen hallerden birisinin kapsamına girmediği gibi, temyize konu edilebilecek bir hususta tashih talebinde bulunulmuştur. Tashih yolu ile hüküm fıkrası değiştirilemeyeceğinden ve talepten başka bir şeye de karar verilemeyeceğinden, mahkemece hükmün tashihi yolu ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkralarında düzeltme yapılması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, hükmün bozulması gerekmiştir.”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2024/5996 E. , 2024/6954 K.

“…İlk Derece Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304 üncü Maddesinde belirtilen “Hüküm tebliğ edilmişse hakim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez.” hükmü gereğince taraflara tebliğ yapılmadan ek karar verilmesi usulü eksiklik ise de; esasen tashih istemi, kendisine hisse verilmeyen…’nin miras payının verilmesi istemine yönelik olduğu ve maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin olmadığı, tashih istemine konu hususunun usulüne göre açılıp taraf teşkili sağlanacak ayrı bir davada ileri sürülmesi gerektiği anlaşılmakla, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ek kararındaki gerekçe dikkate alındığında temyizen incelenen ek karar usul ve kanuna uygun olup tashih talep eden vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”

HÜKMÜN TAVZİHİ

Tavzih, sözcük anlamı olarak ‘açıklama’ manasını taşımaktadır.
Kanunumuzda, bir hükmün belirsiz olması, icrasının net bir şekilde anlaşılamaması ya da birbiri ile çelişen, tutarsız ifadeleri içermesi durumunda gerçek hükmün anlaşılabilmesi ve uygulanabilmesi adına başvurulan yola hükmün tavzihi denir.

Hükmün tavzihi HMK, M. 305’ te düzenlenmiştir. Şöyle ki;

HMK, MADDE 305:
(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
Bu maddeye göre ilgili hükmün tavzihi taraflarca mahkemeden istenir. Tavzih talebinde bulunan tarafın dilekçesine karşı, karşı tarafça süresi içinde cevap dilekçesi verilebilir.

Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere hüküm sonucu verilen tavzih yolu ile taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz ve genişletilemez.

 

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2015/4192 E., 2015/4762 K.

“…6100 sayılı HMK’nun 304 ve müteakip maddelerinde hükümlerin tavzihinin hangi hallerde mümkün olduğu ve tavzihinin ne şekilde yapılacağı açıkça gösterilmiştir. Buna göre, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor veya birbirine aykırı fıkralar içeriyor ise tavzih istenebilir. Ancak, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen

borçlar tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Hakim hükmünü verdikten sonra o davadan elini çektiğinden, hüküm temyiz edilip, bozulmadıkça o davaya yeniden bakamayacağından hükmü değiştirmesi mümkün değildir. Yasadaki bu açık düzenlemeye göre hükümde yargılama gideri, vekâlet ücreti ve harç hakkında karar verilmediği halde tavzih yolu ile bunun düzeltilmesi mümkün olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.”

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2018/4993 E. , 2019/6294 K.

“…İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi davacı vekilinin tavzih talebini kabul ederek hatalı gördüğü 26.03.2018 tarihli tavzih kararı ile davacı lehine hükmedilen “5.527,79 TL.” vekalet ücretinin “6.430,79 TL.” olarak düzeltilmesine karar vermiş, tebliğ edilen hükümdeki davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti artırılmıştır.
Vekalet ücretinin yanlış hesaplanması ilk bakışta hesap hatası gibi görülsede, vekalet ücretine hükmedilirken hesap tarzına ilişkin bir açıklama yapılmamış, hesabın unsurları gösterilmemiş, taktiren denilerek vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sonuç olarak … Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin tavzih kararı “hesap hatasının düzeltilmesi” olmayıp, davalı tarafa yükletilen borcun artırılması sonucunu doğurduğundan HMK.nun 305/2. maddesine göre “ hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmüne aykırı olup, tavzih kararının bozulması gerekmiştir.”

Ayrıca hükmün gerekçesi ile hüküm arasında bir tutarsızlık olması durumunda da tavzih yoluna başvurulabilir.

Dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de şudur ki, tashih yolunda olduğu gibi tavzihte de tavzih adı altında hükümde değişikliğe gidilemez. Taraflar tavzih talebi sonucu mahkeme tarafından verilen karara karşı üst derece mahkemesine başvuru yolunu seçebilirler. Elbette husus yalnızca tavzih talebi doğrultusunda incelenir, esas hakkında inceleme yapılmaz.

Ayrıca üst derece mahkemeleri kararları bakımında da tavzih yoluna başvurmak mümkündür.

 

Yargıtay 15. HUKUK DAİRESİ, 2019/189 E. , 2019/1322 K.

“…Asıl dava dilekçesinde davacılar vekilinin hüküm fıkrasının 3. maddesinde karar verilen hususla ilgili herhangi bir talebi bulunmamakta ise de; yerel mahkemenin bu kararının süresinde temyiz edilip bozulması suretiyle hatanın düzeltilmesi mümkün olup az yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 305/2 maddesi gereğince tavzih yoluyla hükmün değiştirilmesi

mümkün olmayacağı, mahkeme kararının hüküm fıkrasında oluşturulan kararın bir kısmının karardan çıkartılması hükmün değiştirilmesi niteliğinde olduğundan, mahkemece tavzih talebinin tavzih yoluyla hükmün değiştirilemeyeceği gerekçesiyle reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme ile kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.”

 

TAVZİH BAŞVURUSU BELİRLİ BİR SÜREYE TABİ MİDİR?

Bu yola başvurabilmek için kararın kesinleşmesini beklemek gerekmez. Ancak belirtmek gerekir ki hükmün icrasına kadar başvurulabilecek olan tavzih yolu belirli bir süreye tabi değilken, bu yola başvurulduğu takdirde olağan kanun yolu başvuru süresi işlemesi durdurulmaz.

 

TAVZİH TALEBİ İCRAYI KENDİLİĞİNDEN DURDURUR MU?

Tavzih talebi hükmün icrasını kendiliğinden durdurmaz. Bunun için ayrıca talepte bulunmak gerekmektedir.

 

ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN TAVZİH KARARINI TEMYİZ ETMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?

Hukuki menfaati zarar görebilecek olanlar bakımından bu kişilerin temyiz hakkı bulunduğu kabul edilir.

 

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2019/189 E. , 2019/1322 K.

“Mahkemece tavzih isteminin kabul edilerek mahkemenin 23.10.2014 gün 2014/33 Esas 2014/425 Karar sayılı ilamının hüküm fıkrası 3. bendinin karardan çıkarılmasına ve kararın bu şekilde tavzih edilmesine dair verilen karar 3. Kişiler …tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz talebinde bulunan kişiler tavzih talep edilen mahkeme kararı ve tavzih kararında taraf değildir. Kural olarak davanın tarafı dışındaki 3. kişilerin verilen mahkeme kararı ile tavzih kararını temyiz hakkı bulunmamakta ise de, somut olayda….’nin tavzih hükmü kurulan … ili .. ilçesi .. mahallesi 27072 ada 5 parsel … bölümünün tapu kayıtlarına göre kayden maliki olup verilen karar kendi mülkiyet haklarını etkiler nitelikte olduğu ve hukuki menfaatleri zarar göreceğinden bunların temyiz haklarının bulunduğu kabul edilerek, temyiz itirazlarının esas yönünden
incelenmesi uygun görülmüştür.”

HÜKMÜN TAMAMLANMASI

Hükmün Tamamlanması HMK, M. 305/A’da düzenlenmiştir. Şöyle ki;

HMK, MADDE 305/A

(1)Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.
Bu maddeye göre taraflardan her biri hükmün tamamlanması talebini içeren dilekçesini mahkemeye sunabilir. Karşı tarafa tebliğ edilen bu dilekçeye karşı, karşı taraf cevap süresi içinde cevap dilekçesini sunabilir.
Mahkeme hükmün tamamlanması talebini kural olarak dosya üzerinden inceleyerek karara bağlar. Talep doğrultusunda ilgili mahkeme tarafından verilen karara karşı kanun yolu açıktır. Tavzih yolunda olduğu gibi hükmün tamamlanması talebinde de mahkeme yalnızca taleple sınırlı kalmak suretiyle inceleme yapabilir, kararın esasına girememektedir.

 

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 2022/1491 E. , 2022/2291 K.

“…Davalı-davacı kadın vekili tarafından 25.02.2021 tarihli dilekçe ile yerel mahkemeden davalı-davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına şeklinde hüküm kurulması gerektiğinden bahisle tavzih talep edilmiştir. Mahkemece talep üzerine 05.04.2021 tarihli tavzih kararı ile “Mahkememizin 06/05/2019 tarih ve 2018/523 Esas, 2019/260 Karar sayılı kararının 2. bendinde ”TMK’nın 169. maddesi uyarınca davalı-davacı kadın lehine tedbiren dava tarihinden itibaren hükmedilen 1000 TL nafakanın devamına, şeklinde yazılan kararın “TMK’nın 169. maddesi uyarınca davalı-davacı kadın lehine tedbiren dava tarihinden itibaren hükmedilen 1000 TL tedbir nafakasının davalı- davacı eş yönünden yoksulluk nafakası olarak devamına şeklinde TAVZİHİNE” dair hüküm kurulmuş, söz konusu tavzih kararı davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda HMK 305/A. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmamaktadır. Aynı yasanın 305/2. maddesi doğrultusunda tavzih kurumu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi ya da değiştirilmesi mümkün değildir. Davacı-davalı kadın lehine boşanma davasında TMK m.169 gereğince hükmedilen tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona eren tedbir nafakası olup, ortada davalı-davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası bulunmamaktadır. Hal böyle iken mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken hatalı değerlendirme sonucu tavzih talebinin kabulü ile davalı- davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunması doğru görülmemiş ve tavzih kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.”

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2022/5189 E. , 2022/5470 K.

“…Temyiz olunan karar, Bölge Adliye Mahkemesi’nin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesine göre hükmün tamamlanmasına dair 22.02.2022 tarihli ek kararıdır.
Taraflar arasında görülen alacak davasında Dairemizin 28.01.2021 tarihli bozma kararına uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından 18.01.2022 tarihli dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ‘nin 2021/713 Esas, 2021/2703 Karar sayılı kararına
yönelik hükmün tamamlanması talebinde bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından talebin kabulüne karar verilmiştir.
Ek karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Hükmün tamamlanması istenen asıl karar kesin
ise hükmün tamamlanması talebi üzerine verilen karar da asıl karar gibi kesindir; yani temyiz edilemez. Bu sebeple asıl karar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-(a) maddesi uyarınca kesin olup bu karara ilişkin hükmün tamamlanması talebi hakkında verilen
ek karar da temyiz olunamayacağından davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

 

TAVZİH VE TAMAMLANMA TALEBİ İLE USULÜ

Tavzih ve Tamamlanma Talebi ile Usulü HMK, M.306’da düzenlenmiştir.

HMK, MADDE 306
(1) Tavzih veya tamamlama, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih veya tamamlama talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.
(2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir.
(3) Mahkeme tavzih veya tamamlama talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde tashihle aynı şekilde mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.

 

SONUÇ OLARAK, yukarıda belirtildiği gibi tavzih talebine ve hükmün tamamlanması talebi sonucu verilen karara karşı kanun yolu açıktır. Bununla birlikte istinaf veya temyiz derecesindeki mahkemelerin verdikleri karara karşı da hükmün tashihi veya tavzihi istenebilir.

Yine belirtildiği gibi tashih , tavzih ve hükmün tamamlanması suretiyle hükmün sınırı genişletilemez, sınırlandırılamaz; taraflara yüklenen borçlar ve tanınan haklarda herhangi bir değişiklik yapılamaz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Don`t copy text!